IRCICA’nın “İslam dünyasında şehirciliğin tarihi ve pandemi sonrası için tahminler” başlıklı webinarı 16 Haziran 2020 günü saat 13.00’te gerçekleştirildi. Webinarda değişik ülkelerden şehircilik tarihi ve şehir planlama alanlarının önde gelen uzmanları görüş ve tavsiyelerini bildirdiler. Webinar tüm dünyadan izlendi.
IRCICA Genel Direktörü Prof. Dr. Halit Eren toplantıyı açış konuşmasında IRCICA’nın İslam dünyasıyla ilgili olarak şehircilik, mimari tarihi, kültür ve mimari mirasının korunması konularında yürüttüğü uzun dönemli programlar ve projelerden söz etti. IRCICA’nın bu çerçevede, İslam ülkelerinin şehirlerinde pandeminin etkileri ve pandemi sonrası dönemde ortaya çıkabilecek ihtiyaçlar ve yönelimler ile tarihî sitlerin ve abidelerin durumu hakkında araştırmalar ve akademik toplantılar düzenlediğini anlattı. Prof. Eren pandeminin şehirler üzerindeki etkilerinin mevcut yerel şartlara göre değişeceğini, ancak geçmiş yüzyıllardaki salgınlarda başlıca dünya başkentlerinde görüldüğü gibi bu salgının sonrasında da şehir planlama ve inşaat faaliyetlerinde açık alanların ve hava akımının arttırılmasının ve kamu sağlığının gereklerinin öncelikli amaçlar olacağını belirtti.
Genel Direktörün açış konuşmasından sonra Webinarın moderatörü, IRCICA Genel Direktörü Danışmanı Prof. Dr. Sadık Ünay, konuşmasını yapmak üzere Prof. Dr. Gulzar Haider’i davet etti.
Pakistan’da Beaconhouse Milli Üniversitesi’ne bağlı Razia Hassan Mimari Okulu Dekanı, uzun yıllar çeşitli ülkelerde ve en son Kanada’da akademisyen ve uluslararası uzman olarak görev yapan Prof. Dr. Gulzar Haider, mimari çalışmalarında ve genel olarak tüm sektörlerde salgına verilen reaksiyonun eğitimle ilgili yönlerini irdeledi. İnsan zihninde yer alan, dünyanın öğretilmiş olan imajının düzenli olarak işleyen güzel bir gezegene dair olduğunu, aniden beklenmeyenin ortaya çıkmasıyla insanların çoğu zaman, tamamen insanî bir davranışla, bu “kadere” mantıklı bir açıklama getirmekten ve ona objektif bir reaksiyon göstermekten aciz kaldıklarını anlattı. Webinar kapanışına yakın konuşmasında ise Prof. Haider, salgın sırasında Internet üzerinden ziyaretler ve uzaktan faaliyetler dolayısıyla ihmal edilme ve zarar görme riski altında kalan kültür ve mimari mirası eserleri ve koleksiyonlarını korumak için ele alınmaıs gereken acil tedbirler üzerinde durdu.
İtalya, Bari Üniversitesinde peyzaj mimarisi alanında öğretim üyesi olan Prof. Dr. Attilio Petruccioli, “sürdürebililik” kavramının bugüne kadar pragmatik unsurlar temelinde değil, sayısal terimlerle ele alınmış olmasından dolayı şehir yapılarının dayanıksız kaldığına işaret etti. Şehir planlama ve inşaat alanlarında kısmî yaklaşımlar yerine kendisinin “organik” olarak adlandırdığı bütünsel bir felsefenin benimsenmesi gerektiğini vurguladı. Sürdürülebilirliğin bir şehrin değişik unsurları arasındaki bağlantılara dayandığını belirterek, hayatta kalma gayesinden yola çıkan ve tüm öğeleri birbirine bağımlı olan “vaha” kavramına değindi. Prof. Petruccioli “vaha” prensibinin şehirlerde uygulanmasını ve bunun “çok disiplinli” değil, tüm disiplinlerin uzmanlarının aynı amaca yönelik birlikte çalışacakları “disiplinli” bir metotla yapılmasını tavsiye etti.
Sonraki konuşmacı, Bosna-Hersek Millî Anıtlar Komiseri ve IRCICA Mimari Bölümü eski başkanı Prof. Amir Pasic, kent ortamındaki yaşamın temel öğelerini anlattığı ekran sunumunda geleceğe yönelik tavsiyelerin bu öğelere dayanarak geliştirilebileceğini belirtti. Her şehrin kendi içinde bir dönüşüm sürecini taşıdığını, her yeni neslin yeni teknolojiler getirdiğini, ancak meydana gelen bileşimin uyumsuzluklar nedeniyle her zaman olumlu yönde olmayabildiğini anlattı. Kent yerleşimleri tarihinin güçlü ortak özelliğinin değişimler olduğunu vurgulayarak, gelecekte sağlanması gerekenin sürekli ilerleyen teknolojiler ile “hayat felsefesi”nin yüzyıllardır gelişen temel prensipleri arasında bir dengeye ulaşmak olduğunu belirtti. Prof. Pasic sürdürülebilir şehircilik stratejisinin ancak değişik alanlardaki tüm uzmanların birlikte uyumlu çalışmasıyla gerçekleşebileceğini söyledi.
Sonraki konuşmacı, Özbekistan Bilimler Akademisi Güzel Sanatlar Enstitüsü Mimari Bölümü Başkanı Prof. Dr. Mavlyuda Yusupova, ekran sunumunda “Pandemi sonrası dönemde Özbekistan’ın tarihî şehirlerinde mimari: Turizmin durumu” konusunu ele aldı. Prof. Yusupova Özbekistan’da tuizm sektörünün tarihî anıtları ve mimari mirasını ön plana alan devlet stratejisi sayesinde kaydettiği gelişmeleri özetledikten sonra pandemi sonrasında Özbekistan dahil olmak üzere birçok ülkede ekolojik olarak saf doğal alanlar ve dağ tesisleri gibi alternatif turizm bölgeleri ve kuruluşlarının geliştirilmesi yönünde hazırlıklar yapıldığını anlattı. Tüm bölgelerin ve tarihî şehirlerin ziyaretçi kabul edebilecek şekilde kamu sağlığı ve hijyen yönünden hazırlanmakta olduğunu söyledi. Prof. Yusupova pandemi sonrası şehir planlamacılığının yeni normları arasında hava akımının arttırılması, uygun güneş ışığı ve nem seviyelerinin ayarlanması, antiseptik ve dezenfektan ürünlere uyumlu malzemelerin kullanılması gibi unsurlara dikkat çekti. Pandemi sonrası mimarinin yeni standartlarının turizm altyapısının oluşturulmasında da uygulanacağını vurguladı.
Sunumlardan sonra moderatör Prof. Ünay platformu izleyicilerin gözlem ve sorularına açtı. ICCROM eski Genel Direktörü, ICCROM ve UNESCO Genel Direktörleri Danışmanı Dr. Mounir Bouchnaki toplantıya bağlanarak, tüm dünyada ve İslam ülkelerinde salgın sırasında şehirlerin karşılaştığı problemlerle ilgili olarak belirtilen hususlara katıldığını, bu konuların IRCICA tarafından ele alınmasını ve bu platformda görüşlere açılmasını önemli ve faydalı bulduğunu belirtti. Şehirlerde ve kültür mirası eserleriyle ilgili olarak yeni kuralların ve normların geliştirilmesi gerekeceğini vurguladı; bu yönde bazı ülkelerde yapılan uygulamaları özetledi, kültür ve mimari mirasıyla ilgili çalışmaların Internet üzerinden ziyaretlerle yetinilmeyerek, sahadada devam ettirilmesinin önemine değindi.
Pakistan’da, Karachi’deki NED Mühendislik ve Teknoloji Üniversitesi Mimari ve Şehir Planlama Bölümü’nden Dr. Nouman Ahmad toplantıya bağlanarak pandeminin kültür mirası üzerindeki etkileriyle ilgili konuştu. Hükümetlerin genel olarak tüm önceliklerini gözden geçirmeleri gerekeceğini belirtti. Özellikle tarihî miras olan anıtlar ve sitlerle ilgili olarak yapılan çalışmaların artık eskisi gibi olamayacağını, ama yeni metotların geliştirileceğni anlattı. Ayrıca bu eserlere ve sitlere Internet üzerinden yapılan ziyaretlerin geniş kitlelere erişilir kılınmasının da önem kazanacağını söyledi.
Konuşmacılar webinarda ele alınan konuların öneminin ve aciliyetinin altını çizerek oluşturulan bu platformun devam etmesini dilediler.
Genel Direktör Prof. Dr. Halit Eren toplantyı kapatırken katılımcılara ve izleyicilere teşekkür etti. Belirtilen görüşlerin, verilen bilgilerin ve yapılan tavsiyelerin kayda geçirileceğini ve çalışmaların devamında dikkate alınacağını belirtti.