IRCICA’nın Webinar Serisi 20 Mayıs 2020’de yapılan “Tarihte Dönüm Noktaları ve Salgınların Etkileri” konulu toplantıyla başladı. Toplantı IRCICA Genel Direktörü Prof. Dr. Halit Eren’in konuşmasıyla açıldı. Moderatörlüğünü IRCICA Genel Direktör Yardımcısı Prof. Dr. Aboubacar Senghore yaptı. Toplantıda pandemi-küresel salgın hastalıklar konusu iki farklı açıdan ele alındı: insanlığın tarihinde salgınların rolü Prof. Dr. Azmi Özcan tarafından değerlendirildi; salgının ekonomik etkilerinin değerlendirmesi ise Prof. Dr. Sadık Ünay tarafından yapıldı. Tartışma için geriye kalan yarım saatlik süre içinde Çad, Nijerya, Suudi Arabistan ve Tataristan’dan (Rusya) gelen sorular konulara derinlik kattı.
Prof. Dr. Halit Eren konuşmasında içinde bulunulan salgının çeşitli faaliyet sektörlerinde yaptığı etkilere ve uluslararası ilişkiler bakımından sonuçlarına değindi. Kültür alanının salgın dolayısıyla en fazla sekteye uğrayan sektörlerden biri olduğunu, ama aynı zamanda internet üzerinden çalışmalar ve etkileşimler için sunduğu sınırsız imkanlar sebebiyle bu dönemde daha da önem kazandığını anlattı. İslam İşbirliği Teşkilatı’nın kültür merkezi olarak tarih, sanat ve kültür araştırmalarını ve uluslararası kültürel işbirliğini geliştirmek için çalışan IRCICA’nın bu dönemde faaliyetlerinin bir kısmını salgının yarattığı kriz ve bunun sonuçlarıyla mücadele ile ilgili olabilecek konulara yönlendirdiğini açıkladı. Prof. Eren IRCICA’nın bu krizin özellikle kültürel, akademik, sanat, eğitim ve sosyal boyutlarıyla ilgilendiğini, bu alanlardaki araştırma ve eğitim çalışmalarını, işbirliğini ve bilgi alışverişini geliştirecek platformlar oluşturarak kültür faaliyetlerin devam etmesine yardımcı olduklarını belirtti. Bu platformlar aracılığıyla aynı zamanda tüm dünyadan kültürel ve akademik çevrelerin ortak ilgi alanları etrafında iletişimini sağladıklarını, kültürün birleştirici gücünü kullanarak toplumlar arasında karşılıklı anlayışı ve yardımlaşmayı arttırmaya katkıda bulunduklarını anlattı. Genel Direktör bu dönemde IRCICA’nın Internet üzerinde düzenlediği konferans ve eğitim programları gibi faaliyetlerden örnekler verdi.
Mukayeseli hukuk uzmanı ve diplomat Prof. Dr. Aboubacar Senghore toplantının teması ve yapısı üzerinde açıklamalar yaparken içinde bulunulan krizin ciddiyetini arttıran faktörlerden birinin onun sebeplerinin, ortaya çıkış ve yayılış yollarının ve muhtemel sonuçlarının bilinmezliği ve belirsizliği olduğunu söyledi. İİT üye ülkeleri coğrafyasının büyük bir kısmının bunun etki alanı içinde olduğunu ve tüm Müslüman dünyanın küresel toplum ile beraber bunun üstesinden gelmeye çabaladığını belirtti.
Dünya siyasî tarihi ve Asya tarihi uzmanı Prof. Dr. Azmi Özcan, insanlığın tarihinde büyük salgınların tarihin akışını değiştiren faktörler arasında yer aldığını belirtti. Prof. Özcan olaylara yön vermiş belli başlı salgınlardan örnekler vererek bunların siyasî ve dinî tarih bakımından taşıdıkları öneme işaret etti. Toplumların salgınlar karşısındaki tavır ve tepkilerine, özellikle salgınların temsil ettiği kötü kaderin sorgulanmasına dair örneklere yer verdi. MS 156 yılında Avrupa’da baş gösteren salgın Roma İmparatorluğunu çökertmişti. 541 tarihindeki Jüstinyen Vebasının Bizans İmparatorluğunun yıkılmasına ve Orta Çağların başlamasına katkıda bulunduğu düşünülür. 1346’da başlayan Kara Veba Avrupa nüfusunun neredeyse yarısını yok etmişti. Bu salgından temizlik kuralları ve hastalıkların önlenmesine dair ağır dersler alınmıştı. 19. yüzyıl ortasında yaşanan kolera salgını, 19. yüzyıl sonlarındaki grip salgını, bunların hepsi kıtalar üzerine yayılarak kitlesel ölümlere yol açtı. İspanyol Gribi olarak bilinen, 1918’deki grip Birinci Dünya Savaşı yıllarında Avrupa ve çevreleyen kıtalara yayıldı. 20. yüzyıl ortasındaki Asya Gribi dünyaya Çin’den yayıldı. 1968’deki Hong Kong Gribi dört milyon kişinin hayatına mal oldu. 1976’da başlayan HIV salgını dünyada 40 milyon kişinin ölümüne sebep oldu. Prof. Özcan geçmişteki salgınların tecrübelerinin bunların neticelerinin ne kadar geniş ve derin olabileceğini gösterdiğini belirtti. Bunlardan, çeşitli uygulamaların ve tedbirlerin tesirlerinin neler olabileceğine dair fikir alınabilmektedir; sosyal mesafe kuralının önemi, gibi. Günümüzdeki salgının da kesinlikle birçok bakımdan, tarihin seyrini değiştirecek kadar tesirlidir.
Uluslararası ilişkiler ve ekonomi uzmanı Prof. Dr. Sadık Ünay, krizin ekonomi ve yönetimle ilgili etkileri üzerinde durdu. İnsanlığın 1929 Büyük Buhranında bile bugünküler boyutunda sıkıntılar ve ekonomik faaliyetin böylesine durma noktasına gelişinin yaşanmadığını anlattı. Günümüz krizinde ülkeler nüfuslarının ihtiyaçlarını karşılamak için tahıl ve diğer gıda maddelerinin ve temel malların ihracatını durdurmuş veya sınırlandırmıştır. Krizin sonuçlarından biri korumacı politikaların artışı olmuştur; bir tür yeni ekonomik milliyetçiliğin başladığından söz edilebilir. Ayrıca çoğu ülkeler ekonomilerini işler tutabilmek için maliye politikası paketleri yürürlüğe koymuşlardır. Böylece yeni bir Keynes’ci dönem başlamıştır. Yüksek üretim maliyetleri sebebiyle enflasyon hızları yükselmektedir. İşsizlik oranları her yerde artmaktadır. Baştan dezavantajlı onumda bulunan gelişmekte olan ülkeler ve bunlar arasında İİT ülkeleri, bir çıkmazla karşı karşıyalar. Salgın sonrasında bir başka problem de aşıları elinde bulunduracak ülkelerin tekelci konumu olacaktır. Prof. Ünay bu zorlu dönemlerde, ülkeler arasında işbirliğinin gittikçe daha fazla önem kazanacağını belirtti.
Konuşmalardan sonra Prof. Senghore, serbest ticaretin, turizmin ve sanayiin durma noktasına gelmesiyle toplumların baştan sona etkilendiğini belirterek meseleleri derinlemesine anlamanın her zamankinden fazla önem kazandığına işaret etti. Bundan sonra toplantıyı, izleyenlerin sorularına açtı. Soru-cevap bölümünde şu hususlar vurgulandı:
- Tarihî tecrübeler önemlidir çünkü meselelerin mahiyetini ve boyutunu değerlendirmeye yardımcı olur
- Mevcut salgının kültürel boyutlarının öncekilerden bir farkı, elektronik iletişim ve dijital çağın herkesin hastalık ve onunla mücadele konusunda bilgilenmesine imkan vermesidir; aynı sebeple paylaşımlara ve işbirliğine eskiye göre daha fazla imkan vermektedir.
- Kültür ve yaşam tarzlarıyla ilgili olarak, Müslümanların temel bir günlük alışkanlığı olan hijyen ve yıkanmanın önemi bu salgında iyice anlaşılmıştır.
- Dünya ekonomisinin geleceğiyle ilgili tahminlerde çeşitli olumlu ve olumsuz senaryolar öne sürülmektedir; kesin olan şudur ki işbirliği için daha büyük gayretlerin ortaya konması ve yeni uluslararası yardım biçimlerinin oluşturulması gerekecektir.
- Açıkça görülmektedir ki ülkeler ve toplumlar için siyasî farklılıkları bir kenara bırakıp birleşmenin zamanıdır.
IRCICA Genel Direktörü Prof. Dr. Halit Eren toplantıyı kapatırken katılımcılara ve izleyicilere ilgileri için teşekkür etti ve IRCICA’nın bu ve diğer faaliyet alanlarında Internet üzerinden toplantılar düzenlemeye devam edeceğini açıkladı.